On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ı Nasıl Karşılayalım?

ramazan_özel

Ramazan ile birlikte hem ruhumuzun hem de bedenimizin dinlendiği bir dönemdeyiz. Kendimizi çok fazla yemeğe verdiğimiz, öğün düzenimizin değiştiği bir süreçten çıkıyoruz. Ramazana geçiş ve alışma döneminde özellikle de sahura kalkmıyorsak veya yeterli beslenmiyorsak gün içinde yorgunluk, uyku hali, kan şekeri düşüklüğü, sindirim zorlukları, mide ve bağırsaklarda gaz birikimi, ani tansiyon yükselmesi, vücudun susuz kalması ve su – tuz dengesinin bozulması gibi durumlar görülebilir.

Yaklaşık 16 saat gibi uzun bir süre aç kalıyoruz bu sebeple sahurda yediklerimizin doyurucu olması ve rahatsız etmemesi oldukça önemlidir. Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmeklerden oluşan hafif bir kahvaltı yapabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edebiliriz. Ayrıca enerji ve besin değeri yüksek, sağlıklı yağ içeriğine sahip kuru yemişleri tüketmemiz de faydalı olacaktır. Çok fazla susatmaması açısından çiğ olan kuru yemişleri tüketmemiz iyi olacaktır. Zengin vitamin, mineral ve posa içeriğine sahip, antioksidan olan meyvelerin tüketimi de gün içerisindeki susuzluğumuzu önlemeye yardımcıdır.

İftarda ise yine bedenimizi çok yoracak yemekler yememeliyiz. İlk başta hurma, peynir, domates, zeytin, çorba gibi hafif yiyeceklerle başlayıp 10-15 dakika dinlendikten sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edebiliriz.

Su ihtiyacımızı karşılamak ve bağırsaklarımızı rahatlatmak için komposto, hoşaf, ayran, cacık, şerbet ve taze meyve suları hazırlayıp, tüketebiliriz.

Kavrulmuş, kızartılmış ve tütsülenmiş yemekler yerine; ızgara, haşlama, fırında, buğulama gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlanan yemekleri tercih edelim.

Aşırı şerbetli tatlılar yerine; sütlü ve/veya meyveli tatlıları (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) tercih edelim ve porsiyon kontrolüne dikkat edelim.

Yemeklerimizi yerken dinlenerek, çok çiğneyerek, küçük lokmalar halinde ve yavaş tüketmeye özen gösterelim.

İftardan 1-2 saat sonra evde hareket etmek, yürüyüş yapmak yediklerimizi sindirmede yardımcı olacaktır.

Son olarak Birleşmiş Milletlerin oluşturduğu ‘Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu’  raporuna göre 821.6 milyon insan yani dünya nüfusunun yüzde 11’i açlık çekiyorken mutfağımızda, soframızda, tabağımızda israfı önleyelim. Alışverişe ihtiyaç listeleriyle çıkalım. Besinleri raf ömürlerine göre muhafaza edip tüketelim. Sebzeleri pişirmeyeceksek kesip, yıkamadan dolaba koyalım. Kurubaklagil ve baharatlar sıcak ve nemli olamayan ışık almayan dolaplarda muhafaza edelim. Bayatlayan ekmekleri çöpe atmak yerine çorbalarda kızartarak, peksimet yaparak, tatlı yaparak veya köftelerin içine doğrayarak tüketelim. Tabağımıza yiyeceğimiz kadar yiyecek alalım. Çocuklarımızın tabağına da yetişkin olmadıklarını göz önünde bulundurarak yemeklerini koyalım. Dünyamız için farkındalığa önce kendimizden başlayalım.

Haydi, top patladı yeter dediğinizi duyar gibiyim. Sofralar hazırsa afiyet olsun o zaman.

 

DİYETİSYEN MERVE SÖNMEZ

 

 

KAYNAKÇA

1)https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/beslenmehareket-haberler/ramazan-ay%C4%B1nda-beslenme.html

2)https://www.dilarakocak.com.tr/sahurda-tuketmeniz-gereken-5-besin/

3)https://www.dilarakocak.com.tr/hos-geldin-ramazan-3/

4)https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-48999616

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir